Kapitülasyonlar ve Sonuçları

Kapitülasyon

Kapitülasyon: Fransızca bir kelimedir. 
    Bir ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık
 Almanya ve Fransa arasındaki çatışmalar, Osmanlı-Fransız ilişkilerinin gelişmesine imkânı sağladı. Osmanlıların batıda genişledikleri dönemde, Avrupa’nın en güçlü devleti Alman İmparatorluğu idi. Kanunî’nin padişahlığı sırasında, Alman İmparatorluğu’nun başında Şarlken bulunuyordu. Şarlken, akrabalık yoluyla Fransa dışında Avrupa’nın büyük bölümüne sahip olmuştu.
Fransa Kralı I. Fransuva, Fransa’nın her yandan Şarlken’in topraklarıyla çevrili olması yüzünden, bu çemberi kırabilmek için Şarlken ile yaptığı Pavia Savaşı’nda Almanlara yenilerek tutsak düştü (1525). Böylece Osmanlı-Fransa ilişkileri ilk defa Fransa kralı l. Fransuva, Kanuni’ye Mektup göndererek Kanuni'den yardım istemesiyle başlamıştır. Kanuni de I. Fransuva’ya mektup yazarak yardım edeceğini bildirmiş ve 1526’da Macaristan seferine çıkan Kanunî, Mohaç zaferi ile I. Fransuva’yı esaretten kurtardı. Kanunî bununla da yetinmeyerek I. Fransuva’nın istediği ekonomik, ticarî ve hukukî ayrıcalıkları kabul etti.

İyi ilişkileri devam ettirmek isteyen Fransa 1535 yılında İstanbul'a elçi göndermiş ve iki taraf arasında yapılan antlaşma sonucunda Fransa'ya kapitülasyonlar verilmiştir.
1535’te imzalanan antlaşma ile Fransızlara tanınan ayrıcalıklar:

1. Fransız ticaret gemileri Osmanlı sularında serbestçe dolaşabilecekler ve istedikleri limanlara girebileceklerdi.
2. Fransız tüccarlardan diğer tüccarlara göre daha az vergi alınacaktır.
3. Osmanlı ülkesinde yerleşmiş bulunan Fransız­lar din ve mezhep hürriyetine sahip olacaklardır.
4. Fransız tüccarlar arasındaki davalara Fransız mahkemeleri bakacaktır.
5. Fransız tüccarlarla Türkler arasındaki davalara Türk mahkemeleri bakacak, ancak bu mahke­melerde bir Fransız tercüman bulunacaktır.
6. Osmanlı ülkesinde ölen Fransız tüccarların mal­ları ya da Osmanlı sularında batan bir geminin mal ve eşyası Fransa'daki varislerine verilecektir.
7. Türk tüccarları da Fransa toprakları ve denizlerinde bu haklardan faydalanacaktır.
8. Kapitülasyonlar anlaşmayı imzalayan hükümdarların sağ kaldıkları süre içerisinde geçerli olacaktır. Kapitülasyonların her padişah döneminde yenilenmesi bu durumun göstergesidir.

Not: Kanunî’nin Fransa ile anlaşması ve bazı ayrıcalıklar tanımasındaki amacı, bu ülkeyi kendi yanına çekerek;
—Avrupa Hıristiyan birliğini parçalamayı,
—Akdeniz ticaretini canlandırmayı,
—Osmanlı ticaret mallarını Fransızlar aracılığıyla Avrupa'ya pazarlamayı amaçlamıştır.

KAPİDÜLASYONLAR:
1569’da Fransızlara verilen kapitülasyonlar 1580’de İngilizlere, 1612’de Hollanda’ya verilmiştir. 

       Kapitülasyonların verilmesi sonuçları:
Fransızlar Osmanlı ülkesinde diğer Avrupa milletlerinden daha fazla çıkar elde etmiştir.
Fransızlara verilen kapitülasyonlardan zamanla diğer Avrupa devletleri de yararlanmaya başladılar. Fransızlardan sonra III. Murat döneminde İngilizlere(1580).  Ardından I. Ahmet döneminde Hollanda’ya  imtiyazlar verilmiştir. Bu ayrıcalıklar, 1838 Balta Limanı Antlaşması'yla genişletilmiştir.
Osmanlı Devleti’nin zayıflaması ile Osmanlı toprakları zamanla  Batılı devletlerin hammadde kaynağı ve açık pazar haline gelmiştir. 
Kapitülasyonlardan diğer Avrupa devletlerinin de yararlanmaları ve bu imtiyazların kapsamının genişletilmesi Osmanlı Devleti'ni zor duruma düşürmüştür. 
1740 yılında (I. Mahmut dönemi) Fransızlara verilen kapitülasyonlar sürekli hale getirilmiştir.
XVIII. yüzyılın son yıllarında Osmanlı Devleti’ni siyasi ve iktisadi bakımından Batı Avrupa’ya bağımlı hale getirmiştir. 
1788’de Bir Fransız elçisi Osmanlı Devleti İçin: “Osmanlı Devleti’nin  Fransa’nın çok zengin bir kolonisi olduğunu" ifade etmiştir
1770’de Bir İngiliz elçisi ise "artık daha fazla istenebilecek imtiyazın kalmadığını söylemiştir. 

Bilgi Notu: Üstelik bunlara tanınan çok az gümrük vergisi uygulaması ile hammaddeyi; Osmanlı Devleti’nden çok ucuza alarak, ürettikleri bazı malları bizim ülke topraklarında yerli üreticiden daha ucuza satmaya başladılar. Bu durum loncalarımızı olumsuz etkiledi ve amanla loncaların da bozulması ve teknolojik gelişmelere ayak uyduramaması yüzünden Osmanlı Devleti’nde Avrupa malları ile rekabet edecek bir yerli üterim kalmadı.

Sonuç olarak kapitülasyonların zamanla birçok devlete verilmesi ve kapsamının genişletilmesi; Osmanlı ekonomik ve siyasî yönden Avrupalı devletlerin denetimine girmesine neden olmuştur. Türk toplumu bu ağır yükün altından ancak Lozan Antlaşması'yla kurtulmuştur (24 Temmuz 1923).

Not: 
Kapitülasyonlar 1718 Pasorofça Antlaşmasına kadar tek taraflı olarak verilmiştir
Bu tarihten sonra bu ahitnameler iki taraf arasında karşılıklı anlaşma doğrultusunda yapılmıştır. 

Osmanlı Devleti’nin iyice zayıfladığı ve Avrupalı devletlerin müdahalesine açık hâle geldiği XIX. yüzyılda, Batılı devletler kapitülasyonları kullanarak Osmanlı’ya her konuda müdahâle etmiştir. Ayrıca Osmanlı Bankası ve Alman Doğu Bankası gibi kuruluşlar, kapitülasyonlardan faydalanarak yabancı sermayenin Osmanlı’ya girişini kolaylaştırmıştır. Yabancılara verilen demiryolları imtiyazları da Osmanlı ekonomisinin çökmesinde önemli bir rol oynamıştır.

KAPİTÜLASYONLARIN OSMANLI HUKUKUNA ETKİSİ
Yabancılar, işyerlerinde kanunsuz faaliyetlerde bulunsa da Osmanlı güvenlik güçleri, kapitülasyonlar yüzünden buralara müdahâle edemedi. 
İstanbul’da elçiliklerin çevresinde her milletten insanın bir arada yaşadığı kozmopolit mahalleler oluşmuştu. Osmanlı tebaası olan gayrimüslimler de Avrupalı devletlerin elçilerinden tercümanlık beratı gibi belgeler elde ederek imtiyaz sahibi oluyordu. 


 

Google+ WhatsApp