Depremler

Depremler

Depremler neden olur, sonraki dönemlerde depremlerin olma sıklığı

Neler oluyor: Sönmüş volkanlar giderek aktivleşiyor.
https://www.youtube.com/watch?v=AyTv6-JrA9s&t=92s

Depremlerin oluşumu:
Depremler; tektonik hareketler sonucu levhaların çarpışması, yerkabuğunda kırılma ve çökme, petrol, doğalgaz veya çeşitli gazların bazı nedenlerle patlaması, volkanik faaliyetler sonucu meydana gelen sarsıntılar nedeniyle yerkabuğunun altındaki sıvı katmanının dalgalanması ile oluşur. Dağlar ve deprem arasında doğru bir orantı vardır.
Levhaların sınırları fay hatlarının ve depremlerin olduğu yerlerdir, aynı zamanda dağ sistemlerinin olduğu yerlerdir. Japonya, Şili, Hindistan gibi ülkelerdeki depremler bu tarz depremlerdir.
Deprem yeri sarsar ve üzerindekileri yıkar ancak dağ gibi büyük ağırlıklar bu sarsıntıyı emebilir veya sarsıntının şiddetini azaltabilir. Dümdüz bir ova hayal edelim. Bu ovada deprem olursa bu ova ikiye bölünebilir ama aynı ovada dağ olursa hem sarsıntıyı emerek azaltır, hem de sarsıntılar sonucu oluşabilecek çatlakların boyutunu küçültür. 
Türkiye, depremlere alışık olan ve depremlerle yaşamayı öğrenmiş bir ülkedir. Hemen her yıl en az 2 ile 3 kez büyük depremlerin yaşandığı bir ülkedir. 
Levha Tektoniği Deprem ve Dağ Oluşumu:
Bu tarz depremler, yer kabuğu ya da taş küre adı verilen yerkürenin en üstünde bulunan tabakada fay hattı adı verilen kırıkların çeşitli hareketleri ile meydana gelir. Fay hatları, taş küredeki kayaların gerilme, sıkışma gibi yüksek basınç oluşturan şartlar altında kırılması ile oluşur. İşte bu çeşit depremler bu kırıklarda oluşan basınç dengesinin ani bir hareketle değişmesi ile meydana gelen sismik dalgalardır. Başka bir tabirle; depremler yer altında bulunan fay hatları arasındaki biriken gaz ve basıncın anlık patlamasıyla ortaya çıkan sarsıntıya dayalı olarak oluşur.  
Tektonik plakalar arasında bulunan fay hatlarındaki bu hareketlenme, deprem dalgalarını oluşturur ve asıl yıkıcı güce sahip olan bu etkiden dolayıdır. Deprem dalgaları havada yayılan ses dalgaları gibi yerkürenin sıvı katmanında da aynı şekilde hareket ederek üzerindeki yerkabuğunu dalgalar halinde sallayarak yeryüzünde yıkıcı etkiler yapabilmektedir.
Levha Tektoniğinin hareketleri üç şekilde oluşur:
Uzaklaşma-ayrılma; 
yakınlaşma-çarpışma; 
yanal yer değiştirme-sıyırarak teğet geçme

 Bu hareket türleri, aynı zamanda bu sınırlarda oluşan depremlerin ve volkanik faaliyetlerin niteliklerini de belirler.  Levha Tektoniği, büyük ölçüde okyanuslardan elde edilen veriler üzerine yapılan bir araştırma ile açıklanmıştır. 
Kıtaların okyanuslar üzerinde kayma teorisi, tarihte ilk defa 1912 yılında Alman Jeofizikçi Alfred Wegener tarafından  ileri sürülen bir açıklamadır. Ayrıca E. Argand (1922), Du Toit (1921) gibi dönemin ünlü jeologları ile Beniof (1954) Runcorn (1962), Sykes (1968) ve Bullard (1969) gibi yakın zamanların tanınmış jeofizikçileri tarafından da bu tanımlamaya destek gelmiştir.  
Kıtalar, okyanus tabanlarından farklı yapıdadırlar. Onlara sımsıkı bağlı da değillerdir. Buzdağlarının denizde yüzdükleri gibi kıtalar da derin deniz diplerinde-okyanus tabanlarında- açığa çıkan ve yoğunlukları kendilerinkinden fazla olan ağır maddeler üzerinde yüzerler. Büyük ölçüde okyanuslardan elde edilen veriler sonucunda “levha tektoniği” üzerinde durulmuştur.
 Dünya tarihinde levha tektoniğine bağlı olarak gerçekleşen orojenik olaylar (dağ oluşumu) ve karaların coğrafi dağılışlarında meydana gelen değişmeler, küresel iklim sistemini büyük ölçüde etkilemiştir. Öncelikle yüksek dağ sıraları, özellikle kuzey-güney doğrultuda uzanması atmosfer dolaşımında değişikliklere yol açar. Yüksek dağların iklim sisteminde yarattığı bir başka etki, gezegenin albedo  (yansıtabilirlik) değerleri üzerinde görülür. 
Dağlar; yükseklikle birlikte azalan sıcaklıklar, yağışların kar şeklinde düşmesine ve erimeden uzun süre yerde kalmasına imkan sunar. Bu bakımdan dağlar; aynı zamanda doğal bir baraj görevini görürler. Dağlar; havaların sıcaklığının arttığı dönemlerde, ilkbahar ve yazın sıcaklık artışına bağlı olarak zirvelerinde depoladıkları kar ve buz kütlesi ile akarsuları beslemesi bakımından oldukça çok önemli görevi de üslenmişlerdir. Dağların zirvelerindeki buzulların beyaz renginden dolayı Güneş ışınlarını geri yansıtması soğutucu etki yaratmaktadır. Bu bakımdan dağ oluşumu aynı zamanda Dünya'daki karbon döngüsünü, dolayısıyla atmosferdeki en önemli sera gazlarından biri olan CO₂ miktarını da etkiler. 
Levha tektoniğinin bir başka önemli sonucu da onlarca hatta yüz milyonlarca yıl süren bir süreç sonucunda, yeryüzünde karaların coğrafi dağılışlarının ve boyutlarının değişmesidir. Dağlar; yeryüzünde kara parçalarının yüksek enlemlerde toplanmasının, kar ve buzulla kaplı alanların genişlemesine olanak tanıdığı ve böylece yeryüzünün albedosunun artarak buzul çağlarının oluşumuna yardımcı olmaktadır.
Ayrıca kıtaların konumu, dağların doğu batı eksenindeki uzantı biçimleri, ekvator ile kutuplar arasındaki hava akımı ve güçlü rüzgârların oluşumu üzerinde sakinleştirici etkileri de var. Karaların yeryüzüne ve okyanus tabanlarına yayılış biçimi okyanuslardaki su akıntılarının yönünü de belirlemesi açısından oldukça önemli görevleri üslenmişlerdir.

Google+ WhatsApp