Sezer Neden Öldürülür?

Sezer Neden Öldürülür?

Sezer'in aşk gözünü kör edince bakanları çözümü onu öldürmekte buldu.

 
 
      Kleopatra'nın adı pek çok politik ve askeri mücadeleye karışsa da Mısır Kraliçesi Kleopatra'yı asıl popüler yapan hayat hikayesi, Roma'nın en ünlü generalleriyle yaşadığı aşklar ve entrika dolu hikâyelerdir.
 
     Kleopatra’nın  Mark Antony ile yaşadığı aşk efsaneleşmiş, yıllar sonra William Shakespeare tarafından da kaleme alınmıştır.
 
Mısır'ın bu en ünlü kraliçesi Yunan kökenlidir. 
Mekadon Kralı İskender doğuya düzenlediği bir seferle Mısır’ı ele geçirmişti.  Makedon kralı Büyük İskender'in ani ölümü ile imparatorluk generalleri tarafından bölüşülmüştü. Bu generallerden 1. Batlamyus'un payına  Mısır düşmüştü. 
Böylece MÖ 300'lü yılların başında Mısır'da Batlamyus Hanedanı dönemi başladı. MÖ 69 yılında dünyaya gelen Kleopatra bu hanedanın üyesi olup aslında Yunan kökenliydi.
* Günümüzde sadece güzelliğinden ve güzellik sırlarından bahsedilen Kleopatra, aynı zamanda çok zeki bir kadındı. 9 dil bildiği ve matematikle ilgilendiği rivayet edilir.
Mısır dili, Yunanca, Arapça, Farsça, İbranice ve Latince bu diller arasındaydı.
Bu nedenle babası öldükten sonra 17 yaşındaki Kleopatra tahta geçti.
Halka yakınlaşmak için Mısır dinini ve dilini öğrenmeye başladı. Gücünü artırmak için kendini Mısır tanrıçası İsis'in enkarnesi olarak tanıtması Mısır halkının tepkisine neden oldu. 
      Mısır'da iç karışıklıklara neden olmasıdan dolayı  kardeşi tarafından iktidardan uzaklaştırılarak sürgüne yollandı. Kleopatra’ tahtan uzaklaştırılmasını hazmedemeyerek tekrar tahtı ele geçermek için  Romalı generalleri ile aşk ilişkisi kurdu.
      Kleopatra'nın bu aşk tuzağına düşenlerden birisi de Romalı ünlü general Jul Sezer olmuştur. Mısır Prensesi Kleopatra, önce Sezer ile aşk ilişkisi kurar. Sonra da  kardeşine kaptırdığı iktidarı ele geçirmek için Romalı general Jül Sezar’dan yardım ister. İki imparatorluğu birleştirerek büyük bir güce sahip olmak isteyen Kleopatra'nın bu çılgınca girişimi Roma senatosu tarafından tepkiyle karşılanır. Jül Sezar bunu göremez, çünkü aşk gözünü kör etmiştir.  Sezar ise aslında Part Ülkesini, İskit Ülkesini, Kafkasya'yı ele geçirmeyi ve Germania üzerinden Doğu Avrupa'ya gitmeyi planlıyordu ancak Roma senatosunun bazı üyeleri (60 kişi) Sezar'ı bir suikast ile ortadan kalırmaya karar vermişlerdi. 
 
         Sezar'a Suikast:
      MÖ 15 Mart 44’de bir grup senatör, Senatoya gücüne geri vermesini rica eden sahte bir dilekçe taslağını okuması için Sezar'ı foruma çağırır. Suikast planının duyumunu alan ve işlerin kötüleşmesinden korkan Marcus Antonius, Sezar'ı merdivenlerde engellemek için foruma gider. Ancak Sezar'ın yolu Campus Martius'da bulunan Pompey Tiyatrosundan geçerken bir grup senatör tarafından kesilir ve Sezar doğu portikosuna bitişik bir odaya doğru yönlendirilir.
 
      Sezar sahte dilekçeyi okumaya başladığı sırada dilekçeyi kendisine sunmuş olan Tillius Cimber, Sezar'ın başındaki togasını aşağı indirir. Sezar, ağlayarak Cimber'e "ama bu bir vahşet!"  dediği sırada, Casca hançerini çekerek Sezar’ın boğazını bir yandan diğer yana keser.
 Sezar, Casca'nın kolunu yakalayarak "Casca, seni hain, ne yapıyorsun?" der.
Korkudan donakalmış olan Casca, Yunanca "Kardeşlerim, yardım edin" diye bağırır.
Tam bu sırada aralarında Sezar’ın oğlu veya çok yakın ve güvendiği Brutus da bir grupla birlikte Sezar'ı bıçaklarlar. 
 
Sen de mi, Brutus?
Sezar’ı bıçaklayanlar arasında çok sevdiği birisi var. Ondan yardım isteyince o da bir bıçak darbesi indirir. Bu durum üzerine Sezar:  "Sen de mi, Brutus? Söyler. Bunun  Tam Türkçe karşılığı "Sen de mi çocuğum?" şeklindedir.
 
 Sezar kaçmaya çalışır ancak bunu başaramaz.
Sezar 23 defa hançerlenir. Suetonius'a göre bir doktor, aldığı yaralardan sadece ikincisinin yani boynuna aldığı yaranın ölümcül bir yara olduğunu ispatlamıştır. Bu da Sezar’a saldıranlar can korkusuyla veya bir baskı nedeniyle bunu yaptıkları anlaşılmaktadır. Sezar’ın asıl katili Casca’dır ve diğerlerini azmettirmiştir. 
 
Suikastin sonuçları:
Sezar'ın öldürülmesi, suikastçıların  öngöremediği şekilde Roma Cumhuriyeti'nin sonunu hızlandırdı. Sezar'ın oldukça popüler birisi olduğu Roma'nın orta ve alt sınıfları, grubunun savunucularını ve hamilerini öldürmesinden dolayı oldukça öfkeliydi.
 
Sezar'ın ölümünün ardından ortaya çıkan bir kamuoyu tepkisi olarak avam tabakasına hitap eden dramatik bir methiye sunmuşlardı. Sezar'dan farklı bir eğilime sahip olan Antonius, üzgün Romalı ayaktakımını belki de Roma'nın kontrolünü tek başına ele geçirmek niyetiyle Optimates mensuplarının üzerine saldı, demekteydi. 
       Ancak Sezar, tek mirasçısı olarak yeğeni ve evlatlığı Gaius Octavian'ı işaret etmiş ve onu Roma'nın en zengin yurttaşlarından biri yapmanın yanında oldukça güçlü bir Sezar unvanını da ona miras bırakmıştı. 
Octavian; Roma halkının çoğunluğunun da sadakatine sahipti. Sezar öldüğü sırada henüz 19 yaşında olan Octavian, Antonius'un Decimus Brutus ile iç savaşın ilk raundu için anlaşması üzerine pozisyonunu gözden geçirdi. 
 

        Yunanistan'da bir ordu toplamaya başlayan Brutus ve Cassius ile savaşabilmek için Antonius'un, hem Sezar'ın savaş için ayırdığı yedek akçelerine hem de bu ikisine karşı girişeceği bir eylemin Sezar adına olduğuna dair iddiasının meşruluğunun desteklenmesine ihtiyacı vardı. Bunun için Octavian, Antonius ve Sezar'ın sadık süvari komutanı Lepidus arasında ikinci ve son Triumvirlik oluşturuldu. İkinci Üçlü Yönetim ilk iş olarak Sezar'a Divus Iulius unvanını verdi. 

      Sezar'ın merhametinin onun ölümüne yol açtığı iddiasıyla Sulla devrinden beri kullanılmayan "yasaklamalar" devreye sokuldu. Bu yasaklar daha çok Brutus ve Cassius'a karşı girişilen iç savaşın finansmanını sağlamak için kullanıldı ve bu ikisi nihayet Antonius ve Octavius tarafından Philippi'de yenildiler.
 
        İç savaşın üçüncü aşamasında, Octavian'ın karşısında artık Antonius ve Kleopatra vardı.
       Sezar'ın ölümünden sonra tek yasal varisi ve aynı zamanda yeğeni olan Oktavyus ile general Mark Antnius (Antony) arasında iktidar savaşları başladığı bu karışıklıklar sırasında Kleopatra'nın sadakatinden emin olmak isteyen Mark Antony, en yakın arkadaşıyla haber göndererek kraliçeyi Tarsus'a davet eder.
Mark Antony, Oktavyus'un kız kardeşiyle evli olmasına rağmen, daha sonra Sezar'ın sevgilisi 28 yaşındaki Kleopatra'ya delicesine aşık olur ve Kraliçe ile evlenir. Kış mevsimini  onunla birlikte İskenderiye'de geçirir.
İkiz çocukları olan ve karışıklıklar nedeniyle uzun dönemler ayrı kalmak zorunda olan çiftin en büyük düşmanı Oktavyus'tu.
       
Bu savaş iki sevgilinin de sonunu hazırladı.
Savaş sırasında kendi donanmasıyla Mark Antony'e destek veren Kleopatra, sevgilisinin yenileceğini anlayınca, onu yalnız bıraktı...
      Kendi donanmasını geri çekerek İskenderiye'ye kaçar ve burada ulaklar ile kendisinin öldü haberini yayar. 
Bunu duyan Antony, üzüntüden hançeri göğsüne saplayarak intihar eder. 
 İç savaş, Antonius ve Kleopatra'nın Actium Savaşı'nda Octavian tarafından bozguna uğratılması ile sona erer ve böylece Octavian, Caesar Augustus adıyla ilk Roma İmparatoru olur. 
 
      Kleoptra ise bu defa yiyeni Oktavyus'u gözüne kestirmişti ama bunu başaramamıştır. 
Ne yaparsa yapsın onu baştan çıkaramayacağını anlayınca ölümsüzlüğün simgesi olan yılana göğsünü ısırtarak hem kendi hayatının hem de Mısır'daki Batlamyus Hanedanı'nın sonunu getirir. 
 

Google+ WhatsApp