İlim Ehli Bilginler

İlim Ehli Bilginler

Acaba hiç düşündük mü, ilim ehli alim ve bilginlerin kaç çeşit olabileceğini?

 
İlmin kaynağı ve ilmin hazinesi Allah'u tealadır. Bir ayette yüce Allah şöyle büyrüyor: "...İnsanlar, melekler, cinler katip olsa, dünyadaki sular, okyanuslar mürekkep olsa, ağaçlar kalem olsa yine de Allah'ın bildiklerini yazarak bitiremezler."
       Allah'ın sıfatlarından birisinin de alim olduğunu görmekteyiz. Alim; sahasında, alanında bilgisi olan demektir. Allah'ı Teala (c.c.) İnsanoğlunun ilk atası Hz. Adem (a.s.) yarattığında onu bilgi ile donattı. Sonra Meleklerine ve İblis'e Hz. Ademe secde etmesini istedi. Çünkü Hz. adem ilim bakımından onlardan daha üstün yaratılmıştı.  Hz. Adem (a.s.) bilgin yani alim birisi idi. O bildiklerini kendi zürriyetinden türeyen evlatlarına öğretti. 
 
Ehl'i Beyt'ten nakledilen bir hadiste şöyle buyruluyor:
 
"İlim ehli alimler üç çeşittir;
1. Riyakâr din adamları.
2. Çıkarcı din adamları
3. Allah rızasını gözeten Rahmani din adamları
    Bunlardan ilk ikisinin karnına Ahiret'te ateş doldurulacaktır." buyrulmuştur.
 
Bu nedenle bir din alanında alim ve bilgin olan zaatlara baktığınızda onları genel olarak bir süzgeçten geçirmek gerekirdiğimizde, onların kendi arasında üç kısma ayrıldığını görmekteyiz. 
Din alanındaki alim ve bilginlerin acaba;  riyakâr mı, çıkarcımı veyahut Allah rızası için hareket eden rahmani mi hareket ediyor.
 
   Düşünün ki riyakâr veya çıkarcı bir din adamının kırk yıl peşinden gitmişsiniz onu omzunuzda yükseltmişsiniz. İşte günümüz insanlarının birçoğu bu farkı göremiyor. Göremediği için yaptığı tüm iyi amellerini belki de yok ediyor.
 
Bir riyakâr veya çıkarcı din adamının hatalarını;
-bazıları görür dinden soğur 
-bazıları göremez onun peşinden koşar ve onun hata ve günahlarına ortak olur. 
Bazıları ise riyakâr din adamlarının hatalarını gördüğünde ne dinden uzaklaşır, ne de onun peşinden koşar. Allah rızası için hareket eden din adamlarını arar ve bulduğunda onun ilminden feyiz alır.
 
Pekî bu din adamının acaba nasıl anlayacağız ki riyakâr  veya çıkarcı olduğunu?
 
 Riyakâr din adamları;
 Hep kendisinin övülmesini ister, gözde olmak ister. En iyi olmak ister, diğer din adamlarını beğenmez. Mutlaka birilerinde bir eksiklik görür, kusur arar. Hep kendi gurubunu veya kendi yaptıklarını över. Onun yaptıklarını öven kimselerden hoşlanır onlara öncelik verir. Zaman zaman riyakar din adamları kendisini iyi göstermek için yalan konuşabilir.  Riyakâr din adamları  genellikle çok keskin dillidirler. Toplumda kendi adını ve şanını yükseltmek için deyim, atasözü, fıkra, ayet hadis ezberler. Konuşmalarını bu kelime ve sözlerle süslendirmeye, ballandırmaya çalışır.
Kibir de bunlarda vardır. Kimseyi beğenmezler. Kendilerinden iyi birisini gördüklerinde hemen hasede kapılırlar. Kendilerinden daha bilgili, takvalı kimselerle bir araya gelmek istemezler. 
Halkı bu tür takvalı, bilgi bakımından daha âlim kimselerden uzaklaştırmak için zaman zaman yalana kaçan sözler kullanırlar. 
 
Çıkarcı din adamlarını  teşhis edebilmek için;
Bunlar genel olarak toplumun seviyesine göre hareket eder. 
Nerede hangi yalanı nasıl söyleyeceğini önceden planlar ve planlı hareket ederler. 
Bu tür din adamları dönemin veya zamanın güçlü insanları ile iş birliğine girebilir. 
Onlarla iyi geçinmenin yollarını arar. Onların istedikleri sözleri veya yalanları fetvaları çıkarır veya topluma anlatarak toplumu bilinçli olarak aldatmaya çalışırlar. İktidarı veya toplumun yönetim gücünü elinde bulunduranlardan yardım almak için dini bir takım meselelerden tavizler verir. 
Organizeli hareket ederler. Bu nedenle bu tür din adamlarını teşhis etmek çok zordur. 
Çıkarcı kimseler çok planlı hareket ettiklerinden  genellikle tarikatların içine sızma hareketinde bulunabilirler. 
Yeni tarikat veya mezhep ortaya çıkarabilirler. Çıkarları doğrultusunda kendilerini mehdi, peygamber, şeyh, evliya gibi tabirlerle ünlendirmek isterler. 
Görünüşte çok alçak gönüllü ve takvalı davranırken gizlide çok zalimce hareket edebilirler. 
Çıkarcı din adamları veya dinciler görünüşte çok kahraman ve cömert gözükürken gerçekte çok korkaktırlar. Başları sıkıştıklarında akla gelebilecek her türlü çılgınlıkları yapabilirler. 
 
  Riyakâr veya çıkarcı din adamlarını teşhis etmenin en kestirme yolu 
   1. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir.
   2. Bir Müslüman’ın ayağına Çin’de bir diken batsa ondan rahatsız olmayan bizden değildir.
   3. Müslüman Müslüman’a emanettir. 
       Sadece bunları dikkate alırsak bu tür din adamları çözümleyebilirsiniz. Yani bir dinci veya din adamı düşünün ki; "Lâ ilâhe illallah Muhammed'un Resûlullah" kelimesini söyleyen birisini kâfirlikle veya münafıklıkla suçladığını,
Bölücülük, tefrika yaratan sözler ile toplumda fitnesel olayları körükleyen bir din adamı veya bir dinci düşünün.  Bence böyle zihniyetteki dindar veya din adamlarından uzak durmak veya en azından onların söylemlerini, sözlerini, sloganlarını ciddiye almamak gerekir diye düşünmekteyim.
 
  Rahmani din Adamları;
 Üçüncü kısım din adamları veya dindarlar ise Rahmani olanlardır.
 
 Bunlar;
 Allah rızasını kendilerine ilke edinmiş ve sadece Allah rızası için hareket ederler. 
Gayeleri toplumu Allah'ın rızası doğrultusunda Allah’ın istediği biçimde ıslah etmektir.
Hedefleri İslam ilkeleri doğrultusunda Kur'an Ahlakı ile toplumu eğitmek.
Bu tür din adamları veya dindarlar toplumun ıslahını hem dünya nimetlerine hem de Ahret nimetlerine kavuşturmak için yaparlar. 
Bunlar; Allah rızası için oturur, Allah rızası için kalkar, dillerinden Allah'ın zikri eksik olmaz. Devamlı tefekkür içindedirler. 
Düşüncelerini Allah'ın istediği biçimde şekillendirirler. 
Bakışları Allah rızası içindir. 
Allah'tan başka kimseye boyun eğmez kimseden çekinmezler.
Sözleri ile asla topluda tefrika yaratmazlar.
Toplumu, bölmeye, birlik ve beraberliği baltalamaya yönelik fitnesel saldırılar karşısında toplumu uyanık tutmaya çalışır, 
Toplumu bilinçlendirmek için gece gündüz uğraşırlar.
Allah rızası için namaz kılar, Allah rızası için oruç tutarlar.
 Allah'a itaatlerinde kusur etmezler. Başkalarının özel işleriyle uğraşmaz, onların dedi kodusunu yapmaz giybetten uzak dururlar.
 
     İnsanların ufak tefek hata ve kusurlarını incitici biçimde dile getirmez, kendilerine yönelik sözlü sataşmalar karşısında sabreder, susar, onların kendilerine yaptıkları kusurları sinelerine çeker, onlar için yüce Allah'tan af dilerler. 
Affedicidirler, kalp kırmaz, güzel sözler söylerler. 
İnsanlar bu tür din adamlarının yüzüne baktığında feyze kapılır, içi açılır mutlu olur.
İnsanlar bu tür din adamlarının yüzüne baktığında karamsarlığa düşmez onlardan öğrendikleri ile kazanç elde ederler.
 
      Maalesef bu tür din adamları veya dindarlar; riyakâr ve çıkarcı din adamlarının hedefinde olduğundan haklarında iftira, doğru olmayan sözlerle yıpratılmaya çalışılırlar. 
 
  Sözlerimi Hazireti Ali (a.s)'ın bir hadisiyle sonlandırmak istiyorum.
  İmam Hz. Ali (a.s) Şöyle buyruyor:

İnsanların üç kısım olduğundan bahsetmiştir.
1. Rabbani alim,
2. Kurtuluş yolu üzere ilim talep eden kişiler,
3. Her sesin peşine takılan, her esintiye kapılıp giden ahmak ve düşkün kimseler. (Kaynak: 
Tuhef'ul-Uku'l hadis kitabı) bunu da bir sonraki yazımızda inşallah dile getirmeye çalışacağız.

 Allah'ın Salatı Resul'una ve O'nun Ehline olsun. 

 
                       Vedat Abulak                                             

 

Google+ WhatsApp