Ergenlik Çağı; Kendine Güven-Güvensizlik

Ergenlik Çağı; Kendine Güven-Güvensizlik

Hüseyin Kuş;

Bir çok ergen şu durumları sık sık yaşamaktadır, hata yapınca ne yapmak gerekir? 

Kendine güven – güvensizlik sebepleri

Birçok ergen şu durumları sık sık yaşamaktadır

“Hata yapınca aileme söylemeye çekiniyorum “

“Evde çocuk muamelesi görmek beni üzüyor”

“Ailemle özel sorunlarımı konuşamıyorum”

“Hata yapmaktan korkuyorum”

“Başarısızlıktan ve küçük düşmekten korkuyorum”

     Eğer bir birey hatadan, başarısızlıktan, küçük düşmekten korkuyorsa kendine güveni zayıf demektir. Anne-Babalar ve Öğretmenleri çocuklara hep mükemmel olmaları konusunda bilerek veya bilmeden telkinlerde bulunuyorlarsa tabi ki çocuklarda derslerde kırık not alınca, okulda bir hata yapınca veya herhangi bir konuda düşüncesi sorulduğunda kendini olduğu gibi ortaya koyamayacaktır. Ergen ailesine hatalarını söylemiyorsa; anne baba çocuğu çok eleştiriyor, kızıyor veya çocuğa açıklama yapma fırsatı verilmiyor ya da çocukla alay ediliyorsa tabiki çocuğun kendine güveni sarsılır, yalan söylemeye başlar, olduğundan farklı davranışlar sergileyebilir.

 

     Bu durumda anne-baba ve öğretmenler ne yapabilir; çocuğun davranışlarını eleştirebilir ama genel değerlendirmelerde bulunmamalı. Örneklersek; çocuk mutfakta elindeki bardağı düşürüp kırdığı zaman bir anne şöyle diyor beceriksiz, sakar vb. Başka bir anne şöyle diyor; bardağı kırmandan dolayı sana kızgınım lütfen dikkatli ol. Sizce hangi anne doğru davranmış olur.

Herhalde ikincisi çünkü davranışı eleştirmiş, genelleme yapmamıştır.   

 

     Ergenlerin en çok rahatsız oldukları evde anne babaların kendileri ile alay etmeleri, kendilerini ciddiye almamalarıdır. Örnek verelim;  bir sınavdan zayıf alan öğrenci üzülüp ağladığında bu üzüntünün evde paylaşılması gerekirken, çocuk hem eleştirilir hem zırlama, adam olmazsın vb gibi ifadeler ile çocuğun kendilerine karşı içine kapanmasına neden olabilir. Başka zamanda anne baba çocukla konuşmak istediklerinde çocuk onlarla konuşmaktan kaçma davranışı gösterebilir.

 

     Bu durumlarla sık sık karşılaşan çocuklar girişimci olamaz, hata yapmaktan korkar, yalana alışır, kendine güveni sarsılır, bu duyguları yaşayan çocuklar duygu ve düşüncelerini ifade etmekte sıkıntı çekebilirler, asilik yapabilirler, içlerine kapanabilirler. Eğer bunların olmasını istemiyorsak ki bunu kimse istemez o zaman bu ve benzeri davranışlardan vazgeçmeliyiz.

 

     Son olarak ilişkilerimizde “sen dili”  ile değil “ben dili “ ile  ( ergenin hatalarına geri zekâlı, aptal, adam olmaz gibi ifadeler yerine; bu davranışın beni rahatsız etti, dersten zayıf alman hem bizi hem seni üzdü bu durumdan nasıl kurtulabiliriz vb. ) konuşmalıyız. Böyle davranmak çocuklarımızın kendilerine olan güvenlerini artırır, size olan sevgileri azalmaz, evden uzaklaşmak istemezler, her zaman düşüncelerini, duygularını açıklayabilirler tek başına ayakta durmasını öğrenmiş, haklarını savunabilen, girişimci bir çocuk yetiştirmiş oluruz.

 Birkaç soru:

En son ne zaman çocuklarımızla ya da öğrencilerimizle ciddi olarak sohbet ettik?

Onlarla derslerin dışındaki konularla ilgili en son ne zaman konuştuk?

Onlara hep nasihat ettik, acaba hiç konuşmadan onu can kulağı ile ne zaman dinledik?

Onlara hep nasıl olmaları gerektiğini söylüyoruz. Onlar nasıl biri olmak istiyor biliyor muyuz?

Sevgi, cesaret, güven ve tutkuyla yaşayın.

                                                                                                       Hüseyin KUŞ

Google+ WhatsApp