Şehir-city
Şehir-City-Market
a university (a yüniveristey): bir üniversite
grocer’s: dükkân
school: okul
post office: postane
supermarket: super market
cinema: sinama
home: herkesin kendisine ait evi
butcher’s kasab dükkanı
work: iş
course: Kurs
theatre: tiyatro.
chemist’s: eczane
tick: bilet
please: lütfen
suitcase: bavul
Clerk: Memur.
Call: Çağırmak (telefoda seni arıyor, aramak)
ambülans ambulance(embiulıns)
asansör lift (lift)
bank bank (benk)
benzin istasyondu petrol-station (petrıl steyşın)
berber barber:
bina building(bilding)
dişçi dentist:
duman smoke (smouk)
dükkân shop (şop)
eczane chemist’s(kemists)
fabrika factory (fektıri)
havaalanı airport (eıpo:t)
ışık light (layt)
kaldırım pavement (peyvmınt)
karabalık crowd (kraud)
karakol police-station (pıli:s steyşın
kasap butcher:
köprü bridge (birc)
köşe corner (co:nı)
lokanta restaurant (restırınıt)
okul school (sku:l
otel hotel (houtel)
otobüs bus (bas)
otobüs durağı bus-stop (bas stop)
paraşüt parachute (perışu:t)
piknik picnic (piknik)
postane post office (poustofis)
sinema cinema (sınımı)
sirk circus (sökıs)
telefon kulübesi telephone-box (telifoun boks)
uçak aerplane (aıropleyn)
uçurtma kite (kayt)
helikopter helicopter (helikoptı)
this: bu
city: şehir.
village: köy
town: kasaba
country: ülke
street: cadde, sokak.
NALBUR-HARDWARE
çekiç hammer (hemı)
çivi nail (neyl)
testere saw (so: )
tornavida screwdriver(skru:drayvı)
Is this your suitcase.
Bu sizin bavulunuz mu?
Turn on the lights, please.
Işıkları yak lütfen.
This bag is very light.
Bu çanta çok hafif.
Last week we had a picnic in the country.
Geçen hafta kırda bir piknik yaptık
MARKET
armut pear (peı)
balon balloon (bılu:n)
biber pepper (pepı)
bisküvi biscuit (biskit)
çikolata chocolate(çoklit)
dondurma ice-gream(ays kri:m)
eldiven glove (glav)
et meat (mi:t)
elma apple (epıl)
fasulye bean (bi:n)
fırın oven (ouvın)
içecek drink (drink)
ızgâra grill (gril)
gazete newspaper(niuzpeypı)
meyve fruit (fruit)
mum candle (kendıl)
havuç carrot (kerıt)
karpuz watermelon
kavun muskmelon
kart card (ca:d)
kâse bowl (bau)
kek cake (keyk)
lavobo sink (sink)
liman lemon (lemın)
mutfak kitchen (kiçin)
muz banana(bına:nı)
pasta-kek cake (keyk )
patates potato (piteytou)
portakal orange (orinc)
raf shelf (şelf)
reçel jam (cem)
sebze vegetable(vecıtıbıl)
üzüm grape (greyp)
yumurta egg (eg)
is the kitchen clean? mutfak temiz mi?
(iz dı kiçin kli:n)