Kuvay-i Milliye ve Kongreler Dönemi
Mondros Mütarekesi;
Mondros Mütarekesi ya da Mondros Ateşkesi: I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan mütareke belgesi.
30 Ekim 1918'de Osmanlı adına bahriye nazırı Rauf Orbay ile; İtilaf devletleri adına İngiliz amirali Caltrop arasında Limni adasının Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında 30 Ekim 1918 akşamı imzalanmıştır.
KUVAY-I MİLLİYE:
Mondros Mütarekesinden sonra başlayan işgallere İstanbul hükümetinin sessiz kalması ve Osmanlı ordularının terhis edilmesi karşısında halkın can, namus ve malını korumak amacıyla kendiliğinden oluşan halkın kurduğu bölgesel direniş güçleridir. Düzenli ordu kuruluncaya kadar düşmanı oyalamayı ve kayıp verdirmeyi amaçlamış, ihtiyaçlarını halktan karşılayan, belli bir merkezden yönetilmeyen ve bu yönüyle düzensiz direniş çetesi şeklinde ortaya çıkmışlardır. TBMM’ye karşı çıkan isyanların bastırılmasında etkili olmuşlar ve düzenli ordunun kurulmasıyla düzenli orduya katılarak ordunun çekirdeğini oluşturmuşlardır.
Anadolu'nun Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Ermeni birliklerince işgal edildiği ve Mondros Mütarekesi ile ağır koşulların dayatıldığı dönemde çeşitli yörelerde Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı günlerde doğan bir millî direniş örgütüne verilen isimdir.
KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK DÖNEMİ
13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelen Mustafa Kemal siyasi yollarla mücadele etmek, bir hükümet kurmak veya kurulacak hükümette bakan olabilmek için çalışmıştır. Baskı altındaki İstanbul’da amacına ulaşamayacağını anlayınca Anadolu’ya geçmek ve milli mücadeleyi başlatmak istemiştir.
Kurtuluş Çareleri:
Aydınlar arasında vatanın kurtuluşu için şu görüşler ileri sürülmüştür:
• Amerikan mandasına girmek
• İngiliz mandasına girmek
• Bölgesel kurtuluş gerçekleştirmek
• Milli iradeye dayalı, tam bağımsız yeni bir devlet kurmak.
MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKMASI
(19 MAYIS 1919)
Samsun çevresindeki Türkler’in silahlanmasını ve teşkilatlanmasını engellemek için 9. Ordu Müfettişi
olarak 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Samsun’a gönderildi. Mustafa Kemal Samsun’da yaptığı inceleme ve gözlemleri sonrasında yayınladığı raporda;
Rumların siyasi emellerinden vazgeçmeleri halinde karışıklığın kendiliğinden sona ereceğini belirten bir bildiri yayınladı.
Not: 19 Mayıs 1919 Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı kabul edilmektedir. |
HAVZA GENELGESİ (28 MAYIS 1919):
Mustafa Kemal Samsun Limanı’na demir atan İngiliz donanması nedeniyle daha güvenli bir bölge olan Havza’ya giderek,
orada halkı bilinçlendirmek ve işgallere karşı tepkisini artırmak için yayınladığı genelgede;
• İşgallere karşı mitingler düzenlenmesini
• İtilaf devletleri temsilcilerine ve İstanbul Hükümeti’ne işgalleri kınayıcı telgraflar çekilmesini.
• Müdafaa – i Hukuk Cemiyetlerinin yaygınlaştırılmasını
• İşgallerin tehlikeli boyutlarının ciddiyetinin halka anlatılmasını
• Bütün bunlar yapılırken azınlıklara iyi davranılmasını istemiştir.
Mustafa Kemal’in Havza’da yayınladığı Genelge etkili olmuş, ilk önce Havza’da daha sonra başta İstanbul olmak üzere birçok bölgede mitingler düzenlendi. Bu gelişmeler karşısında İtilaf güçlerinin baskısı nedeniyle Mustafa Kemal Harbiye Nezareti tarafından İstanbul’a geri çağırıldıysa da Mustafa Kemal bu çağrıları dikkate almayarak Anadolu’daki faaliyetlerine devam etme kararı aldı. Havza bildirisini yayınladıktan sonra
Amasya’ya hareket etmiştir.
AMASYA GENELGESİ (22 HAZİRAN 1919):
Mustafa Kemal milli birliği gerçekleştirmek ve Kurtuluş Savaşı’na çağrıda bulunmak amacıyla diğer kuvvet komutanların da imza ve desteğini alarak Amasya’da yeni bir genelge yayınladı. (Ali Fuat, Kazım Karabekir vs.)-
Buna göre;
• Vatanın bütünlüğü ve milletin İstiklali tehlikededir. (Kurtuluş Savaşı’nın gerekçesidir.)
• İstanbul hükümeti üzerine aldığı vazifenin gereğini yerine getirememekte, bu da milletimizi yok göstermektedir.
• Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (Kurtuluş Savaşı’nın amaç ve yöntemi)
• Milletin haklarını tüm dünyaya duyuracak bir kurul toplanmalıdır. (Temsil heyetinden bahsediliyor.)
• Her bakımdan güvenli bir bölge olan Sivas’ta milli bir kongre toplanmalıdır. (Davet)
• Bunun için yurdun her yanında 3 delege seçilmeli, seçimlerin yapılamadığı yerde halkın güvenini kazanmış 3 kişi belirlenip derhal gizlice yola çıkarılmalıdır.
• Delegelerin belirlenmesinde, Müdafa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyetleri ve belediyeler görevlendirilmiştir. (Böylece kurtuluş savaşını yayma ve millete mal etme hedeflenmiştir),
• Bütün bu işlerin büyük gizlilik içinde yapılmalı ve milli bir sır olarak saklanmalıdır.
• 10 Temmuz’da Erzurum’da doğu illeri adına bir kongre toplanacağını da bildirmiştir.
Amasya Genelgesinin Önemi:
Türk inkılabının ihtilal safhası başlamıştır. İlk kez millet egemenliğine dayalı bir yönetim kurulacağından bahsedilmiştir.
- Halk milli mücadeleye davet edilmiştir.
- Sivas Kongresi’ne çağrı yapılmış, Erzurum Kongresi’nin toplanacağı duyurulmuştur.
- Mustafa Kemal’in Amasya Genelgesi ile yetkilerini aşması nedeni ile önce İstanbul Hükümeti tarafından daha sonra padişah tarafından geri çağrıldı.
Mustafa Kemal bu çağrıya tepki olarak, 7-8 Temmuz gecesi askerlik görevinden istifa etti.
ERZURUM KONGRESİ (23 TEMMUZ – 7 AĞUSTOS 1919):
Erzurum’da 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa Mustafa Kemal’e destek vermiş, Erzurum Kongresi’ne katılmasını ve başkan seçilmesini sağlamıştır.
Kongrede çok önemli kararlar alınmıştır.
• Milli sınırlar içerisinde vatan bir bütündür parçalanamaz. (Misak-ı Milli’ye temel teşkil etmiş)
• İşgallere karşı topyekûn savunmaya geçilecektir.
• Osmanlı Hükümeti vatanın bütünlüğünü koruyamazsa geçici bir hükümet kurulacak, bu hükümet üyeleri milli kongre tarafından seçilecek, milli kongre toplanana kadar hükümetin
görevini temsil heyeti yapacaktır.
• Milli kuvvetleri etkili, milli iradeyi hâkim kılmak esastır.
• Azınlıklara milli birliğimizi ve sosyal dengemizi bozacak haklar verilemez.
• Manda ve himaye kabul edilemez. (manda ve himaye ilk kez reddedilmiştir.)
• Osmanlı Mebussan Meclisi’nin bir an önce toplanmasına çalışılacaktır.
• Doğu Anadolu’daki cemiyetler, Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilmiştir.
Erzurum Kongresinin Önemi:
- Erzurum Kongresi toplanışı yönüyle bölgesel, alınan kararların içeriği yönüyle millidir.
-Manda ve himaye ilk kez reddedilmiştir.
-Saltanat sistemine karşı ihtilal özelliği taşımaktadır.
-Sivas Kongresi’nin ve Misak-ı Millînin temelini oluşturmuştur.
- Erzurum Kongresi’ni toplayan Doğu Anadolu’daki Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri Türklerin bölgeden izinsiz göçünü yasakladıkları gibi kültürel faaliyetlere de önem vermişlerdir.
BALIKESİR (26 -31 TEMMUZ)
VE
ALAŞEHİR KONGRELERİ, ( 25 AĞUSTOS 1919):
Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı elde edilen bazı başarılar birliklerimizin desteklenmesi düşüncesini doğurmuştur. Bu amaçla Edirne, Balıkesir, Alaşehir ve Nazilli’de kongreler toplanmıştır.
Balıkesir Kongresi Kararları:
• Yunanlılara karşı mücadele devam ettiği sürece seferberlik vardır.
• İdareyi tek elden sağlamak için merkez heyeti kurulacaktır.
• Sancaklarda ve kazalarda levazım birlikleri oluşturulacaktır.
• Ayvalık kıyılarından başlayan Soma, Akhisar, Salihli, Nazilli kasabalarından geçen bir hat üzerinde Batı cephesi oluşturulmuştur. (Kurtuluş Savaşı’nın ilk cephesi)
Önemi:
- Erzurum Kongresi kararlarından habersizdir.
- Bölgeseldir.
- Alaşehir Kongresi’nde Balıkesir Kongresi kararları onaylanmıştır.
SİVAS KONGRESİ (4-11 EYLÜL 1919):
Amasya Genelgesi’nde toplanması istenilen Sivas Kongresi yurdun her yerinden gelen delegelerin katılımıyla toplanmıştır, itilaf devletlerinin Sivas’ı işgal etme tehdidi ve Elâzığ Valisi Ali Galip’in kongreyi basma girişimi engellenmiştir. Kongrede Mustafa Kemal’in başkanlığında, manda fikri ve Erzurum
Kongresi kararları tartışılmıştır.
Alınan Kararlar:
• Erzurum Kongresi kararları kabul edilmiş, bazı konularda değişiklik yapılmıştır.
• “Temsil Heyeti, Doğu Anadolu’yu temsil eder.” cümlesi “Temsil Heyeti bütün vatanı temsil eder.” şeklinde değiştirilmiştir.
• Bütün cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilmiştir.
• Manda ve himaye kesin olarak reddedilmiştir.
• İrade-i Milliye adıyla bir gazete çıkarılmasına karar verildi.
• Mebussan Meclisi’nin açılması için yapılan çalışmalar hızlandırılacak.
• Yurdun bölünmesini düşünen, Ermeni ve Rum devleti kurmayı amaçlayan cemiyetlerin çalışmalarına izin verilemez, denildi.
Özellikleri:
1. Toplanması ve aldığı kararlar yönüyle millidir.
2. Mustafa Kemal’in güç ve otoritesi artmış milli bir lider olarak ortaya çıkmıştır.
3. Kurtuluş Savaşı bütün vatana yayılmış, millete mal edilmiştir.
4. Sivas Kongresi’nde Ali Fuat Paşa Batı Cephesi Komutanlığı’na getirilmiş, böylece Temsil Heyeti yürütme gücünü ilk kez kullanmıştır.
5. Mustafa Kemal İstanbul ile telgraf ve haberleşmeleri engelleme emrini vermiştir.
Anadolu’daki bu gelişmeler üzerine Padişah, Mebussan Meclisi’nin bir an önce toplanmasını isteyerek bu durumu kendi kontrolüne almak istemiştir. Böylece Temsil Heyeti etkisiz hale getirilmek istenmiştir.
-Anadolu’daki gelişmeleri önleyemeyen Damat Ferit Paşa istifa etmiş ve yerine Ali Rıza Paşa kabinesi kurulmuştur.
Not: Temsil Heyeti’nin ilk siyasi başarısı Damat Ferit’in istifasıdır. |
Önemli Bilgi: Vatansever bir kişi olan Ali Rıza Paşa İstanbul’daki milli mücadelecilerle iyi geçinmeye çalışmış, İstanbul’a gönderdiği temsilcilerle Amasya Görüşmeleri’nin yapılmasını sağlamıştır.
AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20 – 22 EKİM 1919):
Ali Rıza Paşa, Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı Amasya’ya göndermiş, Temsil Heyeti ile 3 gün süren görüşmeler sonunda Salih Paşa, ileri sürülen konuları şahsen kabul etmiş, İstanbul Hükümeti’ne de kabul ettirmeye çalışacağını belirtmiştir.
Görüşülen konular:
1. Vatanın bütünlüğü, işgallere izin verilmemesi gerektiği
2. Mebusan Meclisi’nin İstanbul dışında, güvenli bir bölgede toplanması
3. Temsil Heyeti’nin haberi olmadan düşmanla barış görüşmelerine gidilmemesi
4. Azınlıklara dengeyi bozucu imtiyazlar verilmemesi
Ne yazık ki İstanbul Hükümeti Misak-i Milli Meclisi’nin İstanbul’da toplanması dışındaki konulara sıcak bakmamıştır.
Önemi: Temsil Heyeti böylece ilk kez İstanbul Hükümeti tarafından tanınmış oldu.
TEMSİL HEYETİ’NİN ANKARA’YA GELİŞİ (27 ARALIK 1919):
Her ne kadar Mustafa Kemal meclisin İtilaf güçlerinin baskısı ve işgali altında İstanbul’da toplanmasını sağlıklı bulmazsa da arkadaşları bile mevcut kanunlara göre bunun mümkün olmayacağını söylemişlerdir. Mustafa Kemal de bu konuda ısrarcı davranmayarak seçimlerin yapılmasını beklemeye başlamıştır. Bu arada Temsil Heyeti’nin merkezi Ankara’ya taşınmıştır.
Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Taşınma sebepleri:
- Ulaşım ve haberleşme yönünden elverişli olması
- Coğrafi konumunun uygunluğu
- Batı cephesine yakınlığı
- Güvenli bir bölge olması
- İstanbul’daki meclisin çalışmalarının daha yakından takip edilebilmesi
SON OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ’NİN TOPLANMASI (12 OCAK 1920)
Seçimler hiçbir müdahale olmadan yapılmış ve genellikle Müdafaa-i Hukuk taraftarları kazanmış, Mustafa
Kemal görüşmelere katılacak arkadaşlarından bazı önemli isteklerde bulunmuştur.
• Kendisinin meclis başkanı seçilmesi (Böylece meclis başkanı sıfatıyla, meclisin dağıtılması durumunda, yeni bir meclis toplayabilecektir.)
• Müdafaa-i Hukuk adlı bir grup oluşturmaları
• Misak-ı Milli kararlarının kabul edilmesi.
Ne yazık ki; İstanbul’daki padişah taraftarının da etkisi ile Mustafa Kemal son Osmanlı Mebusan Meclisi toplantısında başkan seçilmedi, Müdefaa-i Hukuk grubu yerine Felah-t Vatan adlı bir grup oluşturuldu.
Felah-ı Vatan grubunun Misak-ı Milli kararlarını kabul ve ilan edilmesi sevindirici bir gelişme olsa da; Misak-i Milli kararları işgal altındaki İstanbul’da bulunan İtilaf güçlerini kızdırmıştır.
MİSAK-I MİLLİ KARARLARININ ALINMASI (23 OCAK 1920):
• Mondros imzalandığı tarihteki sınırlar kabul edilemez kararı alınmış ve bu sınırlar içerisinde vatan bölünmez bir bütündür.
• Mondros’tan önce işgal edilmiş olan bölgelerde ise halk oylamasına gidilecektir. (Kars, Ardahan, Batum, Batı Trakya)
• Arapların yaşadığı bölgelerin durum görüşülmüş.
• İstanbul, Marmara ve Halifenin güvenliğinin sağlanması şartıyla Boğazlardan geçiş serbest olacaktır.
• Azınlıklara tanınan haklar, komşu devletlerdeki Türklere tanınan haklar kadar olacaktır.
• Siyasi, adli ve ekonomik bağımsızlığımızı kısıtlayıcı ayrıcalıkların varlığı kabul edilemez. Dış borçların ödenmesi de bununla ilgilidir.
Önemi:
• Erzurum ve Sivas Kongresi kararlarına dayanır.
• Son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nce belirlenmiş, ilk TBMM tarafından gerçekleştirilmiştir.
• Wilson ilkeleri esas alınmıştır.
• Türk vatanının milli ve bölünmez sınırı çizilmiştir, Türk Milleti tam bağımsızlığı benimsemiştir.
• Siyasi bağımsızlık,
• Ekonomik bağımsızlık
• Kültürel bağımsızlık
• Askeri Bağımsızlık
• Amasya, Erzurum ve Sivas karaları onaylatılmıştır.
Sonuçları:
• Seçimlerin yapılmasına ve meclisin çalışmalarına müdahale etmeyen itilaf devletleri, Misak-ı Milli’nin ilanını, büyük bir şaşkınlık ve öfke ile karşılamışlardır.
Daha sonra İstanbul Hükümeti üzerindeki baskılarını artırmışlardır. Bu durum karşısında Ali Rıza Paşa istifa etmiş, yerine Salih Paşa hükümeti kurulmuştur.
Daha sonra İstanbul’u resmen işgal etmişlerdir (16 Mart 1920). Böylece Osmanlı Devleti Mondros Mütarekesinden sonra ikinci kez bir daha yeniden fiilen sona ermiş oldu.
• Meclis dağıtılmış, üyelerinin bir kısmı tutuklanıp sürgün edilmiştir.
• Mebusların bir kısmı Anadolu’ya kaçarak Milli Mücadele’nin kadro yönüyle güçlenmesini sağlamışlardır.
• İstanbul'un işgalini kınayan ve baskılara rağmen Milli Mücadele’ye karşı olduğunu bildirmeyen Salih Paşa, istifa etmek zorunda kalmış, yerine Damat Ferit Paşa ikinci defa hükümeti kurmuştur.
• Böylece Temsil Heyeti ile İstanbul Hükümeti arasında başlayan yakınlaşma tekrar kopma noktasına gelmiştir.
• Mustafa Kemal kurtuluş hareketinin padişah ve halifenin de kurtuluşunu amaçladığını belirtmiştir.
• Not: Böylece milli birlik ve bütünlüğün sağlanmasına çalışılmıştır.
İstanbul’un İngilizler tarafından resmen işgali sonrası Anadolu’da yeni bir meclisin toplanması tartışmasız kabul edilmiştir.
İstanbul’un Resmen İşgali (16 Mart 1920)
- İngilizler Misak-ı Millî kararlarının Meclis-i Mebusan 'da kabul edileceğini sanıyorlardı. Bu nedenle Mebusan Meclisinin toplanmasını engellememişlerdir. Son Osmanlı Mebusan Meclisinde Misaki Milli kararları kabul edilmesi İtilaf güçleri tarafından büyük şaşkınlığa neden oldu ve bu duruma büyük tepki gösterdiler.
- 13 Kasım 1918'den beri fiilen kontrol ettikleri İstanbul'u 16 Mart 1920'den itibaren ulaşım, haberleşme, emniyet, yönetim ve ekonomik yön ile kontrol altına almaya çalıştılar.
- Öncesinde bir bildiri yayınladılar.
Daha sonra Meclis-i Mebusan-ı dağıtarak İstanbul’un köşe başlarına ve önemli yerlere asker çıkardılar.
- Vatansever aydın ve yazarları tutukladılar.
- Salih Paşa hükümeti görevden ayrıldı.
- Damat Ferit, yeniden hükümeti kurdu.
İstanbul'un İşgaline Heyet-i Temsiliye’nin Tepkisi:
- M. Kemal İstanbul'un işgalini bütün Anadolu'ya duyurmaya çalıştı.
Heyet-i Temsiliye şu kararları aldı:
- İstanbul ile her türlü iletişim ve ulaşım kesilecektir.
- İtilaf Devletleri subayları tutuklanacaktır.
- Banka ve defterdarlıklara el konulacaktır. Vergiler gönderilmeyecek.
- Anadolu'da Heyet-i Temsiliye'nin kararlarını uymayanlar cezalandırılacaktı.
- Anadolu'dan İstanbul'a para ve kıymetli eşya gönderilmeyecektir.
- Millî iradeyi yansıtacak bir meclis derhal Ankara'da toplanacaktır.
- Yurt genelinde seçim yapılacaktır.
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NİN AÇILMASI (23 NİSAN 1920)
- Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin basılarak dağıtılmasının ardından Türk milleti adına karar verecek bir meclisin açılması zaruri hâle gelmişti.
- Mustafa Kemal Paşa 19 Mart 1920'de vali ve kolordu komutanlarına bir genelge göndererek seçimlerin yeniden yapılmasını istedi.
- Yapılan seçimler sonunda, yeni seçilen ve İstanbul'dan gelebilen mebusların katılımıyla 23 Nisan
1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi açıldı.
B.M.M.’nin Özellikleri (I. Meclis)
- Devrimci özellik taşır.
- İlk halk meclisidir.
- Demokrasi uygulamasıdır.
- İdealist bir meclistir.
- Olağanüstü yetkileri vardır.
- Güçler birliği elindedir.
Meclis Başkanı aynı zamanda başbakandır.
- İlk Meclis başkanı M. Kemal'dir.
- İstanbul Hükümetine karşı yeni bir devlet kurulmuştur.
- İlk hükümet başkanı Fevzi Çakmaktır.
- Meclis kurucu meclistir.
- Meclis 23 Nisan 1920'de "olağan üstü yetkilerle donatılmış meclis" adı ile açıldı. M. kemal meclis başkanı oldu.
B.M.M’inde Alınan Kararlar:
- Mutlak surette hükümet kurulmalıdır.
- Geçici olarak bir hükümet başkanı tanımak ya da padişah vekili atamak uygun değildir.
- Meclis'in üstünde (B.M.M.) hiçbir güç yoktur.
- B.M.M. yasama, yürütme ve yargı, gücünü kendinde toplar.
- B.M.M. üyelerinden hükümet oluşur. B.M.M. başkanı hükümetin başıdır.
Padişah ve Halife baskı ve zordan kurtulunca, meclisin vereceği karar gereği durumunu belirlenir.
- 25 Nisan 1920'de 11 kişilik icra vekilleri heyeti (Bakanlar kurulu) oluştu.
- İlk çıkan kanun "Ağnam vergisi" dir.